İlginç Hayvanlar














İnternet Download Manager

İndirme programların en iyisi ile taşıntırıyoruz.İdm bir downloadcının istiyeceği her şeye sahip…..
  • Son hızda Download : İdm hattınızı tamamen kullanır !
  • Kuyruk yönetimi : Dosyaları sıralayın kendisi indirsin
  • Zamanlama : İstediğiniz zaman indirsin
  • Bağlantı : Sitenin izin durumuna göre istediğiniz kadar bağlantı açar böylece daha hızlı indirir.
  • Tarayıcı desteği : İnternet download manager bir çok tarayıcı destekleyen indirme programıdır indirme eklerken uğraşmazsınız
  • Ve daha bir çok özellikle internet download manager ahmetturan farkıyla full!
Internet Download Manager (IDM) ile indirme işlemlerinizi 5 katına kadar hızlandırabilir, yarım kalan işlemlere devam edebilir veya indirme işlemi programlayabilirsiniz. Herhangi bir nedenden ötürü oluşan kesintilerle akıllı devam etme özelliğiyle kaldığı yerden devam edebilmektedir. IDM, kullanıcı dostu arayüzü ve tüm tarayıcılarla entegre çalışmasıyla Türkiyede en çok kullanılan indirme yöneticisi olmuştur.

Internet Download Manager, diğer indirme yöneticilerinin aksine indirme işlemi sırasında indirilen dosyayı dinamik olarak bölümlere ayırır ve bağlantı kopması yaşanmadan indirme işlemini sonlandırır. Proxy sunucuları, ftp ve httpd protokolleri destekler, firewalleri aşabilir, yeniden yönlendirmeleri takip eder, çerezleri kaydeder, dilerseniz sunucu girişi yapar. Internet Download Manager; Internet Explorer, Opera, Firefox, Avant Browser, Google Chrome gibi popüler tüm tarayıcılardaki indirilme işlemlerinde otomatik olarak devreye girmektedir.

Internete Download Manager'in diğer özelliklerini sayacak olursak; Türkçe dil desteği, zip dosyalarını indirmeden önizleme, download işlemleri için kategorizasyon özelliği, https desteği, geliştirilmiş virüs koruması... IDM artık Windows 8 üzerinde de çalışıyor ve popüler video sitelerinden kolaylıkla video indirebiliyor.

Programı İndirmek için tıklayın

Akıllı Otomobiller





İnternette Dükkanınız Var Mı?

Internette alışveriş sitesi açmanın en kolay ve en yeni yolu Sopsy, işini internete taşımak isteyen tüm girişimcilere ayda iki kahve fiyatına, tüm dünyaya güvenli bir şekilde satış yapma imkânı sunuyor.

Ellerinizle tasarladığınız takıları, kıyafetleri, topladığınız antikaları, özenle yaptığınız yağlı boya tabloları, el emeği göz nuru el işlerinizi ya da eski eşyalarınızı kendi web siteniz üzerinden satmak istiyor ama bir e-ticaret sitesi kurmayı göze alamıyorsanız şimdi sizin için yeni ve kolay bir yol var; Sopsy.
Sopsy ile aracı sitelere gerek kalmadan, kendi web siteniz üzerinden, kendi markanızla, ürünlerinizi güvenli ve kolay bir şekilde mevcut ve potansiyel müşterilerinize ulaştırabilirsiniz. Internetten alışveriş yapmayı sevenler için rahat ve keyifli alışveriş deneyimi yaşatacak alışveriş sitenizi Sopsy üzerinden büyük kolaylıkla ve ayda sadece 2 kahve fiyatına açabilirsiniz.
Sopsy ile web sitesi kurulumu, bilgi teknolojileri, yazılım gibi konularla ilgilenmek yerine, sadece işinize odaklanıp, ürünlerinizi internetten de müşterilerinize sunmaya başlayabilirsiniz.
internetsatis 220
Kullanması çok kolay!
Kolay kullanımlı Sopsy ile internet ya da e-ticaret uzmanı olmanıza gerek yok. Sopsy'deki tüm yönlendirmeler, sayfa dizaynı, sipariş takibi, ürün ekleme sayfalarının kolaylığı sayesinde , internetten satışı kimseden yardım almadan yapabileceksiniz. alışveriş sitenizi açmanız sadece 30 saniye sürüyor.
Size özel tasarım!
Sopsy'de markanızın kimliğine ve hedef kitlenizin tercihlerine hitap eden, görseller, yazı karakterleri, renkler ve temalar yer alıyor. Tasarımı ve kişiye özel çözümleriyle fark yaratan Sopsy, alışveriş sitenizi kişiselleştirmeniz için size sınırsız seçenek sunuyor. Sopsy'nin birbirinden şık seçenekleriyle ihtiyaçlarınıza ve markanızın kimliğine uygun alışveriş sitenizi oluşturup; internette satış yapmanız, işinizi büyütüp, bilinirliğinizi artırmanız son derece pratik ve kolay.
Sopsy ile tüm dünyaya sat!
Sopsy ile açılmış alışveriş sitelerinde, müşterileriniz ödemelerini kredi kartı ile yapıyor. Dünyanın en güvenilir ödeme sistemi PayPal'ı kullanan Sopsy ile dünyanın dört bir yanından alışveriş sitenize gelen müşterileriniz, alışverişlerini gönül rahatlığıyla yapabiliyorlar. Üstelik tüm ödemeler hemen kendi hesabınızda oluyor!
Ayda 2 kahve fiyatına!
Sopsy'i ilk 3 gün boyunca kullanmak ücretsiz; kullanıcıların bu süre içinde kredi kartı bilgilerini vermelerine de gerek yok. 3 gün sonrasında ise devam etmek isteyen alışveriş sitesi sahipleri aylık sadece 20 TL ödeyerek satış yapmaya devam edebilecekler. Üstelik Sopsy'de komisyon, ek ücretler yok. Senin mağazan, senin satışın, senin kazancın.
Sopsy, alışveriş sitesi açmayı, yalnızca büyük ve bilinen markalara özel, pahalı firmalardan destek almadan yapılamayan bir hizmet olmaktan çıkarıp, herkesin kendi müşterilerine ürünlerini internetten sunabileceği ve satabileceği kadar kolay ve güvenilir yapacak. Sopsy, 7 gün 24 saat açık alışveriş sitenizden karlı ticaretin keyfini çıkaracağınız yepyeni tanıtım ve satış kanalınız olacak.


Tabi 20 tl de vermek istemezseniz blogger gibi ücretsiz internette yayın yapabileceğiniz sitelerde var aklınızda bulunsun.
Hatta bence ilk önce böyle sitelerde kendinizi deneyerek ön bir bilgiye sahip olabilirsiniz.

İçli Köfte Böreği

Malzemeler:
- 4 adet yufka
- 300 – 400 gr. kadar kıyma
- 2 adet soğan
- 1/2 çay bardağı ince bulgur
- Tuz, pul biber, karabiber
- 1/2 su bardağı ceviz içi
Börek Harcı İçin
- 1 su bardağı yoğurt
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 2 adet yumurta
Bulamak İçin
- Süt
- Galeta unu

Hazırlanışı:
Kıymalı harç için önce kıymayı suyunu salıp tekrar çekene kadar güzelce kavurun. Daha sonra doğranmış soğan ekleyerek biraz daha kavurun. Baharatları ve cevizi de ekleyin. Bulguru ayıklayıp küçük bir kasede bir miktar sıcak suyla ıslayın ve şişip yumuşamasını sağlayın. Kıymalı harca bulguru da ilave edin. Yufkanın birini tezgaha serin, üzerine yumurtalı harçtan sürün. Bir kat daha yufka serip ona da harçtan sürün. Yufkayı 12 eşit parçaya kesin. Oluşan üçgenlerin geniş kısmına kıymalı harçtan koyup sarın. (Yumurtalı harç yetmeyecek olursa tamamen bitmeden önce üzerine yoğurt veya süt ilavesi yaparak çoğaltabilirsiniz) Sardığınız börekleri önce süte, sonra galeta ununa bulayın ve tepsiye dizin. Börekleri önceden ısıtılmış fırında 180-190 derecede üstleri kızarana kadar pişirin.
Afiyet olsun
http://ivillage.mynet.com/yemek/borekler/16679-icli-kofte-boregi.html

Uykusuzluk Mu Çekiyorsunuz?

Eğer uykusuzluk çekiyorsanız, gözlerinizi kapatıp koyun saymanıza gerek yok. Bazı besinleri ve içecekleri tüketmek daha rahat uykuya dalmanıza yardımcı olabilir.
İşte rahat bir uyku için beslenme önerileri:
Süt için: Yıllar boyu uyku annenizin uyku öncesi size süt getirmesinin bir sebebi var. Süt ve süt ürünleri içerdikleri triptofan isimli aminoasit sayesinde uykuya daha kolay dalmanızı sağlıyor. Triptofandan zengin diğer besinler ise kuruyemişler, muz ve bal.
Masum karbonhidratlar tüketin: Karbonhidratlı yiyecekler, süt ürünlerinde bulunan triptofanın uyku süresince kanda maksimum düzeyde kalmasına yardımcı oluyor. Geç saatlerde yanlış karbonhidrat tüketimi ciddi anlamda kilo almanıza yol açabilir, bu nedenle masum karbonhidratları tercih etmek gerekiyor. Çoğu insanın sıklıkla yaptığı gibi peynir-ekmek ikilisi yerine; süt ve müsli, yoğurt ve kuru meyve, ayran ve 1-2 kraker daha sağlıklı ve masum seçimler.
uykusuzluga 220
Ara öğün tüketin: Yatmadan 1-2 saat önce tüketeceğiniz hafif bir ara öğün uykuya dalmanızı kolaylaştırır. Bu saatlerde tüketeceğiniz ağır yiyecekler ise midenizde fazla doluluk yaratacağından uykunuzu iyice kaçırabilir.
Daha Derin Bir Uyku İçin İşin Uzmanına Danışalım
Az yağlı besinler tercih edin: Özellikle akşam saatlerinde tüketilen kızartma, kavurma, fast-food gibi yağ içeriği yüksek besinleri tüketenlerin uyku döngüsünde daha fazla sorun yaşadıklarını biliniyor. Bunun sebebi; yağ vücutta çok uzun sürede sindirildiğinden ötürü gece boyu devam eden sindirim aktiviteleri. Bu nedenle rahat bir uyku için akşam çok yağlı besinleri tüketmekten kaçınmanız gerekiyor.
Gizli kafein kaynaklarına dikkat edin: Aşırı kafein alımının uykusuzluğa sebep olabileceği uzun zamandan beri bilinen bir gerçek. Fakat uykuya yakın saatlerde sadece kahveden uzak durmak yetmiyor. Çay, yeşil çay gibi diğer kafein içeren içeceklere konusunda da dikkatli olmak gerekiyor. Ayrıca çikolata, birçok asitli içecek hatta kafeinsiz kahvede bile bir miktar kafein var. Ciddi anlamda uykusuzluk çeken biriyseniz, kafeinli içecekleri yatma saatine 6 saat kala tamamen kesmeniz uykuya dalmanızı kolaylaştıracaktır.
İlacınızdaki kafeine de dikkat: Bazı idrar söktürücüler ve soğuk algınlığı ilaçları kafein içerir. Genelde içerikleri kafein birkaç kupa kahveye eşit gelir. Bu nedenle herhangi bir sebeple kullandığınız bir ilaç varsa kafein içerip içermediğini kontrol edin, eğer içeriyorsa doktorunuza danışarak ilacı alma saatinizi değiştirin.
uykusuzluga 220
Daha Derin Bir Uyku İçin İşin Uzmanına Danışalım
Alkol aldıysanız su için: Alkollü içecekler bir anda uykuya dalmanızı sağlayabilir ama uyku kalitesini düşürür. Alkol alımı sonrası uykuda; gece terlemesi, sık uyanma, kabus gibi sorunlar daha çok görülür. Bunun sebebi alkolün vücutta yarattığı dehidrasyon yani aşırı sıvı kaybıdır. Alkol aldıysanız, yatmadan önce birkaç bardak su içmeye özen gösterin. Uykusuzluk problemi çok ciddi olanların, alkollü içeceklerin tüketimini yatma saatine 6 saat kala kesmeleri daha sağlıklıdır.

Casus arı göreve hazır

Türk ve Kanadalı öğretim üyelerinin ortaklaşa hazırladığı, uydu sistemlerinin devre dışı kaldığı durumlarda hayvanların kullanıldığı yerüstü haritalama-görüntüleme sistemi TEMOC Projesi ilgi görüyor.

  Güney Kore’nin Seongnam kentinde gerçekleştirilen Ulusal Güvenlik Yazılımları temalı Uluslararası Techland Yazılım Yarışmasında birinci olan proje, terörle mücadele ve operasyonel faaliyetlerde kullanılabilecek. Yüz tanıma sistemi bulunan projede suçlular kaçamayacak ve ulusal tehditler minimum düzeye inecek.
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Atça Meslek Yüksek Okulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı Öğretim Görevlisi Akan Yanık ile Simon Fraser Üniversitesi’nden Robert Belzberg ve Gerard B.Gartner tarafından geliştirilen sistem ile uydu sistemlerinin devre dışı kaldığı durumlarda hayvanların kullanıldığı yerüstü haritalama-görüntüleme yazılımı ve sistemi olan TEMOC projesi devam eden Ar-Ge çalışmaları ile ülke güvenlikleri için önemli yer oluşturmaya aday.
TEMOC projesinin 2004 yılında Google Maps’in ortaya çıkmasının ardından haritalarla ilgili karanlık noktaları aydınlatma projesi kapsamında ortaya çıktığını ifade eden Öğretim Görevlisi Akan Yanık; şöyle konuştu: “İlk önceleri haritalama yapan projemiz fon şirketinin yaptığı yarışmalar neticesinde çeşitli değişikliklere uğradı. Bugün görüntüleme ve haritalama sistemi olarak hizmet yapmaktadır. Biz projemizin başında tamamen canlı (organik) hayvanlardan yola çıktık. Canlı hayvanları kullanarak dikkat çekmeden istihbarat ağı oluşturulabilir mi gibi projeler üzerinde durduk. Fakat hayvanları detaylı incelediğimizde sadece canlı hayvanlardan yola çıkmakta bazı dezavantajlar olduğunu gördük. İşte bu noktada ‘Robotik Arı’ bu dezavantajları ortadan kaldırmak için ortaya çıktı. Köpek, tilki, kaplumbağa ve kuş üzerinde başladı projemiz. Kuş hariç diğer hayvanlarda bir sorun yaşamazken, kuşlarda özellikle yönlendirmeyle ilgili sorun yaşadık. Ses ve titreşim frekanslarında dengelerini kaybeden kuşlar istediğimiz pozisyonda olmamaya başladılar ve bizde havadaki görüntüyü alabilmek için Robotik Arıları ortaya çıkarmak zorunda kaldık.”
GERÇEK ARIDAN ESİNLENİLDİ
"Robotik arı, organik yani canlı bir hayvan kurgusunda yapıldı" diyen Akan Yanık; gerçek arılardaki gibi bu arılarında bir kozası olduğunu söyledi.
Robotik arının bu koza içerisinde barındığını anlatan Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü: "kraliçe arımızın sadece ses kaydı yapan altı işçi arısı bulunmaktadır. Kraliçe arımızı genel olarak tanıtmak istersek üst kısmında bir Chipset var. Bu Chipsetin üzerinde GPRS sistemi veya WİFİ desteğimiz var bu da uzaktan yönetim sağlamak için olan bazı destekler. Ayrıca, kanatları hareketlendirmek ve yön algısı sağlamak için 2 mm boyunda motorumuz var. Arımızın arka kısmında şarj ünitesi var. Arımızdaki kanatları uçması için değil, yön vermesi için kullandık. Orta bölümündeki helyum tankımız arının 20-25 metre yükselmesini sağlıyor. Kanatlar sadece yüzde 10 gibi bir uçmaya destek sağlıyor tamamen yön için tasarlanmıştır. İhtiyaç anında veya tehlike anında ses kaydı yapmak veya ortam sesi dinlemek için arının iğnesini andıran bir mikrofonumuz var. Aynı arılardaki gibi bu mikrofonda arının gövdesine girip, ihtiyaç anında çıkıyor.
Kameramız şu an 2 megapiksel boyutunda çekim yapıyor. Özellikle kamera noktasında Ar-Ge çalışmaları düşünmekteyiz. Yaklaşık 500 metre çapında bir hareket yeteneği var. Bunu kontrol ünitelerimizle uzaktan yönetebiliyoruz. İstihbarat anında o lokasyonda bulunuyorsak, kullandığımız özel o kumanda ile arıyı kontrol edebiliyoruz. Sistemimizde ana arıyı kontrol ettiğimizde gprs sistemi ile işçi arıları da otomatik olarak kontrol etmiş oluyoruz. Çünkü işçi arılarımız kraliçe arının etrafında eşit şekilde belirli açılarda uzaklaşarak çalışmaktadır. Eğer lokasyondan uzaksak arıları yönetmek için bir kontrol merkezimiz var. Kendi yazılımımız olan bu sistemde arımızı istediğimiz lokasyona yönlendirebiliyoruz. Arımız ses ve görüntü alabilmektedir.”
GELİŞTİRME AŞAMASINDA İKİ ÖDÜL ALDIK
Projenin yazılımları sırasında bazı özel yazılımlar ortaya çıkardıklarını ve bunların özel kolaylık sağladığını belirten Yanık; şunları söyledi: “Projemiz ilk olarak 2007 yılında bilgisayar üzerindeki prototip ile Microsoft Imagine Cup Yarışması'na katılacak olgunluğa erişti ve birincilik derecesini almıştı. 2012 yılında Güney Kore’nin Seongnam kentinde gerçekleştirilen Ulusal Güvenlik Yazılımları temalı Uluslararası Techland Yazılım Yarışması’nda 20 ülkeden 28 üniversitenin gönderdiği, toplam 52 projenin katıldığı yarışmada birinciliği ‘TEMOC Project’ adlı bu projemiz kazandı."
Ar-Ge çalışmalarının tamamının Kanada’nın Simon Fraser Üniversitesi’nde gerçekleştirildiğini anlatan Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yazılımı ortak yapmaktayız. Özellikle yazılım konusunda etkili çalışmaktayım. Şu an robotik arı setimizin maliyeti 10-15 bin dolar civarındadır burada setten kastettiğimiz 1 kraliçe arı, 6 işçi arı, koza ve kontrol paneli. Sistemimizde kraliçe arı multimedya görüntü alabilmekteyken işçi arılarımız yalnızca ses kaydı almaktadır. Buradaki amacımız ‘Soundlayer’ isimli özel bir yazılımımızla sesleri katmanlaştırıyoruz. Gürültü kaynaklarına işçi arıları yollayarak önemli, net sesi filtreme programıyla alıyoruz.”
AR-GE ÇALIŞMALARI ÜÇ AŞAMADA SÜRÜYOR
Ar-Ge çalışmalarının üç ayakta devam ettiğini ifade eden Yanık; sözlerine şöyle devam etti: “İlk olarak en çok projemizi tehdit eden kısım olan 2 megapiksellik kamerayı değiştirmek olacak. Yaklaşık 20-25 metrelik mesafeden 2 megapiksellik çekim şu an yeterli oluyor fakat ileride yeterli olmayacak. Bu noktada vektörel çekim yeteneği olan akit lenslere ihtiyacımız olacak. Tabii ki bu lensler maliyetleri artıracak ama bu arıları seri üretim yaptığımız zaman maliyetler yüzde 70 oranında azalacaktır. Robotik arımızda ikinci Ar-Ge çalışmasında ise tamamen GPRS destekli bir kontrol paneli yapmak istiyoruz. WİFİ destekli yönetimde elde ettiğimiz verilerin güvenliğini sağlayamıyoruz. Fakat GPRS’te nokta ulaşım olduğu için güvenlik üst düzeyde olacak. Ayrıca, bu sayede WİFİ’de gereken aracı bağlantı noktalarını kullanmak zorunda olmayacağız. Mekan sınırı olmadan robotik arılarımız çok rahat bir şekilde yönetilebilecek. Sadece arılarımız değil ses ve görüntü elde etmek için kullanacağımız köpek, tilki, kaplumbağa gibi canlılarda uzaktan yönetilebilecek."
Üçüncü Ar-Ge çalışmasının uçuş süresi ile ilgili olacağını anlatan Yanık, şöyle konuştu: "Şu an yaptığımız robotik arılarımızın uçuş süresi yaklaşık iki saat. Bu uçuş süresini artırmak için çalışma yapacağız. Şu anda kullandığımız lenslerin yerine kullanmak istediğimiz akit lensler çok hafif durumdadır. Ağırlık azaldıkça şüphesiz uçuş süresi artacak. Buna orantılı olarak ağırlık azalınca yükseklik de artacak. Ön gördüğümüz en fazla 50 metre yüksekliğe ulaşmak. Çünkü bu mesafelerin üstünde kullanılan daha başka büyük projeler var. Örnek verecek olursak ANKA var, fakat robotik arılarda çok farklı bir sistem var. Bizim sistemimizde multimedya görüntüsü, ses kaydı veya 3 boyutlu görüntü gibi farklı özellikler mevcut.”
MİKRO DÜZEYDE VERİLER SAĞLIYOR
Şu an terörle mücadelede insansız hava aracı ANKA’ların kullanıldığını hatırlatan Yanık; şöyle konuştu: “İsrail’den aldığımız çeşitli insansız hava araçları var. Bunların görevleri tabii ki çok büyük. Farklı görevlerde kullanılıyor. Uydulardan alınan görüntü ayrıntılanabiliyor fakat bizim robotik arılarımız daha mikro düzeyde veri almamızı sağlıyor. Örnek verecek olursak ANKA’da bir insanın en fazla başını veya ensesini görebilirsiniz. Ama robotik arılarda multimedya görüntüsünü, ortam sesini elde edebilirsiniz. Arıların konumlarını yönlendirerek yüzüyle ilgili veri elde edebilirsiniz. Elde ettiğiniz yüz bilgilerini ‘face fatal’ isimli bir yazılımımız var. Bu yazılımla yüz tanıma sistemimizde tehlike durumlarını öğrenebilirsiniz. İnsansız hava araçları makro düzeyde veri elde ederken, bizim robotik arılarımız ise mikro düzeyde daha ayrıntılı veriler elde edebilecek. Peki, bunun faydası ne derseniz. Makro düzeyde alınan bilgiler mikro düzeydeki verilerle karşılaştırılarak herhangi bir tereddüt etmeksizin operasyonel faaliyet öncesi netlik kazandıracak. Yardımcı unsurların kullanılması bu sayede ulusal güvenlikte kesinlikle fayda verecektir.”
SUÇLULARIN BELİRLENMESİNDE KULLANILABİLİR
Her projenin esnek olabildiğine değinen Yanık, Robotik Arı Projesi'nin de ihtiyaca göre değişebileceğini ifade ederek şu bilgileri verdi: “MOBOSE yazılımları yavaş yavaş yüz tanıma sistemleriyle birleştirilmekte. Fakat MOBESE sistemleri sabit sistem olduğu için hareket yetenekleri kısıtlı kalmaktadır. Bazen görüntü alınamamaktadır. Robotik arılar tamamen mobil olduğu için istediğimiz gibi yönlendirilmesinden dolayı büyük şehirlerde suçluların belirlenmesi ve yakalanması için büyük bir avantaj sağlayabilir. Programımız şu an 1 karede 7 yüz tanıma kapasitesine sahip. Yaklaşık 1 milyon yüz veri kapasitemiz var ve bu 1 milyon yüzü 8 saniye de tarayabiliyor. Tespiti olarak yazılımımız şu an iyi durumda ama tabii ki bunu geliştireceğiz. Şu an Ulusal Güvenlik açısından sınırlarda yazılımımız ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek durumda ama tabii ki şehirler işin içine girince mutlak suretle hıza ihtiyacımız olacaktır bu nedenle de geliştirme yapmamız gerekiyor. Açıkçası şehirler için bir çalışma yapmadık ama proje fon şirketlerinin yönlendirmesi ile ilerlemekte ve bu nedenle onların direktifi, yönlendirmesi ile bu alana da kayabilir.”
PROJE YURT DIŞINDA GELİŞECEK
Robotik Arı Projesi'nin Türkiye’de gelişim sağlayamayacağından yakınan Akan Yanık; sözlerini şöyle sürdürdü: “TEMOC projesi için göstereceğim çabaların artık sonuna geldim ve açık söylemek gerekirse gerekli Ar-Ge altyapısı maalesef Türkiye’de biraz zor. Bu aşamadan sonra TEMOC, takım arkadaşım Gerard ve Robert ile birlikte fon kuruluşlarının sunduğu imkanlarla Kanada ve ABD’de devam edecek. Projenin gerçekleşmesini sağlayan manevi kuvvetlere teşekkür etmemek sanırım bencillik olacaktır. Öncelikle akademisyen olan, empatisini ve anlayışını hiç eksik sevgili eşime teşekkür ediyorum. Ayrıca çok değerli hocam ve doktora danışmanım Prof. Dr. Atila Yüksel’e bana olan sonsuz güveni ve özgüvenimi diri tutan kusursuz mentorluğu için teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.”
Yanık, konuşmasının sonunda Seongram şehrinde düzenlenen yarışmanın ödül töreninin 20 Mayıs 2013’de Güney Kore’deki Jeju İnternational Convention Centre’da gerçekleştirileceğini ve robotik arıların görüntülerinin ilk kez gösterileceğini sözlerine ekledi. (İHA)

Mekan içi konumlama

Apple, mekan içi konumlama konusunda çalışmalar yapan bir şirketi 20 Milyon Dolar ödeyerek satın aldı.

Bu yeni satın almayla ilgili şaşırtıcı detaylar haberimizde…
Mobil dünyadaki kıyasıya rekabet tüm hızıyla sürüyor. Apple 20 Milyon Dolar’ı bulan yeni bir satın alma ile rekabette yeni bir cephe daha açmış oldu. Bundan böyle Apple bünyesinde çalışmalarını sürdürecek olan WifiSLAM, mekan içi konumlama konusunda çalışmalar yapan bir şirket.
Bu satın almanın bir diğer ilginç yönü ise Jessica Tsoong ile birlikte, şirketin kurucu ortaklarından bir tanesi olan Joseph Huang’ın Google’da çalışan bir yazılım mühendisi olması.
Apple Ne Yapacak?
Apple’ın WifiSLAM’i bünyesine katarak, Apple Maps’in mekan içi konumlama konusundaki eksikliği tamamlamak isteyeceği muhakkak. Bilindiği gibi Google Maps de bazı havaalanı, alışveriş merkezi gibi noktalar için mekan için konumlama hizmeti sağlıyordu. Bir sonraki büyük güncellemede Apple Maps’in bu yönünün tanıtılacağı şimdiden kesinleşmiş oldu diyebiliriz.
Uzunca bir süredir mekan içi konumlama adına çalışmalar yapan WifiSLAM, GPS ve WiFİ destekli olarak 2.5 metre isabet oranıyla konum içi yer tespiti yapabiliyor.

080p’lik 4 çekirdekli yeni telefon

Çinli telefon üreticisi Koobee, Full HD ekrana sahip yeni amiral gemisi Max’ı tanıttı. Firma Max dışında Koobee i96, Koobee i92 ve Koobee A790T adında diğer telefonlarını da ortaya çıkardı.

Son dönemlerde Çinli telefon üreticilerinden birbirinden çarpıcı yeni modeller geliyor. Bunlara son olarak Koobee firması da katıldı. Geçtiğimiz günlerde düzenlediği etkinlikte 4 yeni modelini tanıtan Koobee’nin yeni amiral gemisi özellikleriyle dikkat çekiyor. Max adındaki telefonda MediaTek’in 1.5 GHz hızında çalışan 4 çekirdekli işlemcisi yer alıyor. MediaTek’in işlemcilerini özellikle son dönemlerde birçok Çinli üreticinin telefonlarında görüyoruz. Telefona geri dönecek olursak Max’ta 440 ppi’lık Corning Gorilla Glass 2 korumalı Full HD ekran bulunuyor. Cihaz 1 GB RAM, 8 GB ROM, 2 megapiksel ön kamera, 13 megapiksel arka kameraya sahip. Arka kapağı çıkarılabilen ve bataryası değiştirilebilen telefonda, 2000 mAh batarya bulunuyor. Ayrıca 32 GB’a kadar microSD kart desteği de var.
Koobee’nin tanıttığı diğer modellere bakarsak i96 ve A790T’da da Max’taki aynı 4 çekirdekli işlemci bulunuyor. Koobee i92 modelinde ise Qualcomm’un Snapdragon 200 işlemcisi kullanılıyor. Koobee’nin gerçekleştirdiği etkinliğe Tayvanlı yıldız Jolin Tsai de katıldı.
kaynak.mynet

Pardus'un Özellikleri Nelerdir?

1- Açık kaynaklıdır.
2- GPL lisanslıdır.
3- Özgürdür.
4- Adını Anadolu panterinin isminden alır.
5- TÜBİTAK-UEKAE tarafından gerçekleştirilen bir işletim sistemidir.

Pardus'un bileşenleri nelerdir?

1- YALI (Yet Another Linux Installer): Pardus ve paketlerin kurulumu için kurulum yazılımı
2- ÇOMAR (Configuration Manager): Yazılımların uyumu için yapılandırma yöneticisi
3- PİSİ (Packages Installed Successfully as Intended): Paketlerin kurulumu / kaldırılması için paket yönetim sistemi
4- TASMA: Kullanıcının sisteme dair ayarları değiştirebildiği uygulama
5- Zemberek – Pardus: Türkçe yazım denetimi
6- Müdür: Gelişmiş donanım tanıma sistemi
7- Kaptan: Masaüstü yapılandırması
8- KDE: Masaüstü denetimi
9- OpenOffice: Ofis uygulamaları

Pardus'un sistem gereksinimleri nelerdir?

1- 800 Mhz Intel veya AMD işlemci (en az 1200 MHz önerilir).
2- 256 MB RAM (512 MB önerilir).
3- En az 4GB boş alana sahip harddisk.
4- Pardus hizmetlerine ve kaynaklarına ulaşmak için internet bağlantısı.

Neden Pardus kullanmalıyım?

1- Özgürdür.
2- Türkçedir.
3- Virüslere geçit vermez.
4- Hızlı kurulur.
5- Kolay kullanılır.
6- Her şey yazılım dahildir.
7- Özelleştirilebilir.
8- Şeffaftır.
9- Çoklu dil desteği.
10- Eğlencelidir.

Pardus hangi donanımları desteklemektedir?

Sisteminizin Pardus için uygun olup olmadığını denetleyebildiği donanımları Dış bağlantılar başlığı altındaki Pardus Donanım Uyumluluk listesi linkinden bakabilirsiniz.

Pardus’u nasıl deneyebilirim?

Pardus’u bilgisayarınıza kurarak ya da Çalışan sürümüyle sabit diskinize hiç dokunmadan deneyebilirsiniz.
Pardus hem optik diskler üzerinde hem de USB bellek ve disklerde çalışabilir.
Sisteminizin BIOS yazılımında belirlenen açılış sırasını Pardus kullanacağınız optik sürücü ya da USB bağlantısı önce olacak şekilde ayarlamanız gereklidir. Yeni bilgisayarların çoğu açılış sırasında bir tuşla (bir çok masaüstü bilgisayarda F8 bu işi görür) bu sırayı değiştirebilmenizi sağlar.
Pardus'u dış bağlantılar başlığı altındaki linklerden indirebilirsiniz.

Pardus'un en sürümleri hangileridir?

1- Kurumsal sürüm olarak: Pardus Kurumsal 2
2- Kişisel sürüm olarak: Pardus 2011.2 Cervus elaphus

Neden Pardus kullanmalıyım?


1- Özgürdür.
2- Türkçedir.
3- Virüslere geçit vermez.
4- Hızlı kurulur.
5- Kolay kullanılır.
6- Her şey yazılım dahildir.
7- Özelleştirilebilir.
8- Şeffaftır.
9- Çoklu dil desteği.
10- Eğlencelidir.

Pardus Nedir?

Pardus , milli işletim sistemizdir. Daha iyi bilgiyi sitesinden sizinle paylaşacağım.



Pardus nedir?

Pardus; 2003 yılında temelleri atılan milli işletim sistemi olan, Türkiye'de TÜBİTAK-UEKAE tarafından geliştirilen, özgür, hızlı kurulabilen, kolay kullanılır, çoklu dil içeren, bilgisayar kullanıcılarının temel masaüstü ihtiyaçlarını gidermek üzere halihazırdaki Linux dağıtımlarının üstün taraflarını kullanan; kurulum, yapılandırma ve kullanım kolaylığı sağlayan açık kaynak bir işletim sistemidir. Pardus'un bugüne kadar yayınlanmış 5 ana sürümü ve 9 ara sürümü mevcuttur. Bunlara ek olarak 2 kurumsal sürümü vardırpardus

Samsung Galaxy S4 Kaç Paradan Satılacak?

10 gün önce tanıtılan Galaxy S IV’ün üretim maliyeti 244 dolar. Bunun 236 doları donanım, 8.5 doları işçilik maliyetinden oluşuyor. iSuppli’ın araştırmasına göre cihazın en pahalı bileşeni, 75 dolar ile 5 inç büyüklüğündeki Super AMOLED ekranı. Ürünün satış fiyatının 600 dolardan başlaması bekleniyor. Buna göre tüketicinin cebinden çıkacak paranın %1.4’ü işçiye gidecek. Samsung ise %145’lik bir kâr marjı elde edecek.

Lumia 900 Nokiaya Kaça Mal Olmuştur?

İskandinav şirket Nokia’nın geçen yıl piyasaya sürdüğü bu modeli, toplam 217 dolara mal oluyor. Bu rakamın 209 doları donanım, 8 doları ise işçilikten oluşuyor. Cihazın en pahalı bileşeni 58 dolar ile 4.3 inç büyüklüğündeki AMOLED ekranı. Cihazın kontratsız satış fiyatı ise 449 dolar. Buna göre bir cihazdan elde edilen gelirin%1.8’i işçiliğe gidiyor. Nokia’nın Lumia 900’deki kâr marjı ise %106 seviyesinde

İphone 5 Kaça Mal Oluyordur?

Apple firmasının son bombası iphone 5 model telefonu şuan piyasada ( Türkiyeden bahsediyorum) 1900 tl ile 2300 tl arasında değişiyor. 16 GB lık modelinden bahsediyorum. Siyah beyaz renk seçeneği hafızaya göre tabi değişikler ufak tefek çapta oluyor abi. Yani en iyi ihtimalle 2000 tl yi gözden çıkarmanız lazım.
Peki hiç düşündünüz mü adamlar bunu kaça mal ediyo diye? Gerçi biz kanımca zaten düşünmüşüzdür :)
IPHONE 5’in 16 GB’lık modeli Apple’a 207 dolara mal oluyormuş. Tabi ne kadar doğru bilemiyorum okuduğum habere göre veriler bunlar. Bunun 199 dolarını donanım, 8 dolarını ise işçilik maliyeti oluşturuyor. Cihazın en pahalı kısmı 44 dolarla, 4 inç büyüklüğündeki retina ekranı. iPhone 5’in kontratsız fiyatı 649 dolardan başlarken, işçiye bu rakamın ancak %1.2’si kalıyor. Apple’ın iPhone 5’teki kâr marjı ise%213’ü buluyor.
Yani adamlar işini biliyor arkadaş. :))

Karikatür Çizebilmek İstermiydiniz?


Karikatür, ele aldığı konuları komik veya iğneleyici olması için abartan ve çarpıtan resim türüdür.Edebiyattaki abartılı ve çarpıtıcı betimlemelerin, aynı amaca yönelik olarak çizim formatında kullanılmasıdır.
Karikatür çizebilmek ister çoğu insan. Bu tamamen sizin el yatkınlığınıza kabiliyetinize bağlıdır. Ama eğitimini alarak da yol katedebilirsiniz. Bir program buldum internette gezerken. Size basit olarak hayvan resimleri küçük resimler karikatürler çizmeyi öğretiyor. Program ios ve android işletim sisteminde çalışıyor.Denemek isteyenler için bu siteyi ziyaret edebilirsiniz.

Apple cihazınıza indirmek için buraya bakabilirsiniz.

Adroid cihazınıza indirebilmek için buraya bakabilirsiniz.

Yeni Bir Dil Öğrenin !

Verbling adında bu site farklı dünyadan insanlarla size dil pratiği sağlıyor.Bu siteye üye olduktan sonra rastgele eşleşme olmasını bekleyin ve ardından beş dakika boyunca görüntülü sohbet edin. Başarılı sonuç alırsanız konuşmaya devam edebilir veya devamını bir sonraki seansta getirebilirsiniz.
Facebook hesabınızla giriş imkanıda tanıyan bu site size yeni bir dilin yanında yeni arkadaşlıklarda sunuyor bir yana. Boş zamanlarınızda değerlendirebileceğiniz güzel bir aktivite yerine gelebilir.
Denemenizi  tavsiye ederim . İyi eğlenceler.

Guinness Dünya Rekoru Kitabına Girin !

Dünya rekoru kırdığınızı düşünüyorsanız , bunu bir videoya çekip vereceğim siteye gönderin .
Kategori tamamen size ait . Siteyi inceleyince farkedeceksiniz çok ilginç düşünceler  var. Bundada rekor mu olurmuş diyeceğiniz şeyler olacak. İlginizi çekebilecek birçok şey göreceksiniz.
Sizde kendi dünya rekorunuzu gönderebilirsiniz. Yada o rekorlardan dahi iyi bir skora ulaştığınızı gösteren bir videonuzu çekip gönderebilirsiniz. Yada benim yaptığım gibi yeni dünya rekorlarını izleyebilirsiniz. Tamamen size kalmış . Siteye bu adresten ulaşabilirsiniz.
http://www.guinnessworldrecords.com/ 

"Kobay Faresi" Sektörü


Romatizmalı bir kobay faresinin fiyatı 200 dolar.Kör fare 250, epilepsi (sara) hastası fareler ise 1000 dolar. Siparişle genetiği değiştirilmiş kobay faresinin fiyatı hastalığına göre 100 bin dolara kadar çıkabiliyor.

Tıp deneyleri, endüstrisi ve diğer bilimsel çalışmalarda kobay farelerden yararlanılıyor. Çünkü farenin genetik yapısı insana şaşırtıcı derecede benziyor; farelerin lara tepkileri de insanınkilerle benzerlik gösteriyor. Doğru bir genetik manipulasyonla fareler, insan hastalıklarını taşıyacak şekilde değiştirilebiliyor. Bu sayede bilim insanları, farelerin üzerinde bir insan vücudu gibi deney yapabiliyor.

Fareler şimdiye dek şeker, Alzheimer, şişmanlık, kanser ve diğer hastalıkları insanlar yerine taşıdılar; üzerlerinde yüzlerce denendi. Dünyada 25 milyon kobay faresinin deneylerde kullanıldığı tahmin ediliyor.

KOBAY FARESİ ‘SEKTÖRÜ
Dünyada kullanılan kobay farelerini araştırma kurumlarına tedarik eden sadece birkaç kobay faresi laboratuvarları bulunuyor. Bunlardan Jackson Laboratory, örneğin, yılda 2 milyon fare satıyor. Charles River Laboratories’in kobay faresinden elde ettiği yıllık gelir 500 milyon doları aşıyor.

Kobay faresi yetiştirmek sanıldığı kadar da kolay bir iş değil. Karmaşık araştırmaları için artık çok daha karmaşık hastalık yapısında farelere ihtiyaç var. Ayrıca bu farelerin müşterilere ulaştırılması da başlıbaşına bir sorumluluk.

GEN HARİTASI FARELERE TALEBİ ARTIRDI
Bilim insanları, bundan 100 yıl önce fareler üzerinde çalışmaya başladığında, genetik benzerlik o zaman için bir öncelik taşımıyordu. Daha çok, farenin küçüklüğü, saklanmasının kolay oluşu, evcilliği ve hızlı üremesi onu bilim insanlarının gözdesi yapmıştı. Bugünse genetik benzerlikleri onlara talebi yeniden antırdı.

2001’de insanın genetik haritasının çıkarılmasından sonra, fareyle insan arasındaki şaşırtıcı benzerliğin farkedilmesi, fareyi yeniden ideal kobay haline getirdi.

ÇİFTLEŞTİRMENİN YERİNE GENETİK MANİPULASYON
Eskiden araştırmacılar fareleri sürekli birbirleriyle çiftleştirerek sonraki jenerasyonlarda genetik yapılarının özdeş hale gelmesini sağlamaya çalışırdı. Bu sayede, ulaşılan son jenerasyon genetik olarak diğerlerine öylesine benzerdi ki, bir Japon bilim insanının yaptığı deneyle Kanadalı bir bilimi insanının yaptığı deney arasında uyum sağlanmış oluyordu. Çünkü farelerin genetik yapıları standartize edilmiş ve genetik farklara dayalı çeşitlenmeler önlenmiş oluyordu.

20’inci yüzyılın genelinde, farelerin genetiği çiftleştirme yoluyla standartize edilmesine karşılık, şimdi biyoteknoloji laboratuvarları genetik mutasyonu dışardan tetikleyerek istedikleri genetik yapıyı oluşturabiliyorlar.

GENETİK MODİFİKASYONDA SINIR YOK
Örneğin, Deltagen firması özellikle bir geni eksik olan fareler üretiyor; Alman Artemis Pharmaceuticals şirketi fare genlerinin arasına insan geni ekliyor. İsviçreli PolyGene Transgenetics, fare genetiğini müşteri isteklerine göre ayarlayabiliyor. Xenogen şirketi proteinlerin kendi kendine ışık yaymasını sağlayarak, üzerinde çalışılan genleri yanıp sönerek aydınlanan fareler üretiyor.

GENETİK MODİFİKASYONA GÖRE FİYAT
Müşterinin istediği genetik manipulasyona göre, üretilen esas farenin maliyeti onbinlerce doları bulabiliyor. Seri üretime geçtikçe sonraki siparişler ucuzlayabiliyor. Örneğin, bir şirketi bir ilacın denenmesinde kullanılacak fareler için 10 milyon dolar harcayabiliyor.

Hastalıkların tedavisinde bilim insanları, hedef olarak hastalığın biyolojik gelişiminde rol oynayan kilit molekülleri tespit ederek, bunun bloke edilmesine odaklanıyor. Bu hedef moleküllerin, bilim insanları tarafından bulunabilmesi için, her bir fare ‘fabrikada’ tek bir geni eksik olarak üretiliyor. Kabaca açıklamak gerekirse, örneğin, ne yersin yesin şişmanlamayan bir farede hangi gen eksikse, o eksik gen aşırı şişmanlığa neden olarak düşünülebiliyor.

Bir genin eksik bırakılması, o genin insan fizyolojisindeki işlevinin açığa çıkmasına yardımcı oluyor. Farelerde bu amaçla eksik bırakılabilecek binlerce gen bulunuyor.
(ntvmsnbc)

16.03.2013 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı, Sınav Sonuç Bilgisi

 Motorlu taşıt sınavı sonuçları açıklandı.

16.03.2013 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı, Sınav Sonuç Bilgisi
 ne ulaşmak için aşağıdaki linkten faydaşanabilirsiniz.


http://www.meb.gov.tr/sinavlar/detay.asp?ID=12&ID2=1&ID3=23

The Moveo Valiz Motorsiklet


Her geçen gün yeni birşeyler oluyor. Ama hiç aklınıza gelirmiydi motorsikletinizi valiz yapıp kullanabileceğiniz. Canınız isteyincede açıp kullanabileceğiniz bir motorsiklet olmasını.

The Moveo isimli İngiliz bir scooter fabrikasının geliştirmiş olduğu bu motorsikleti park etme zorluğu çeken ve ulaşım için masraf harcamak istemeyenler için biçilmiş bir kaftan. 
 
Tam tamına 25 kg ağırlığında olan motorsiklet, bir aküyle yaklaşık 28 mil yol katedebiliyor. Ortadan ikiye katlandığı zaman bir valizden farksız olan bu motorsikleti, dilerseniz ofisinize dahi çıkarabilirsiniz. 
 
Üstelik bu motorsiklete, yanlızca  2.000 pound karşılığında sahip olabilirsiniz.
 
25 Kg ağırlığında olan bu portatif motorsiklet, sadece bir el bagajı ağırlığında..
 
Heryere gider sizle :)
 
 

AşK PAYLAŞMAKTIR: NOKIA LUMİA 920 vs SAMSUNG GALAXY S4 KARŞILAŞTIRMA...

Tags
AşK PAYLAŞMAKTIR: NOKIA LUMİA 920 vs SAMSUNG GALAXY S4 KARŞILAŞTIRMA...: NOKIA LUMİA 920'NİN ÖZELLİKLERİ Ekran: 4.5 inç İşlemci hızı: 1.5 GHz İşletim sistemi: Windows Phone 8 Ağırlık: 185 gram Ka...

Samsung Galaxy S4'ün tüm özellikleri...

Galaxy S4

4.99 inç'lik dev bir ekrana sahip olan Galaxy S4'te Full HD Super AMOLED ekran teknolojisi kullanılıyor ve bu sayede çok daha keskin bir görüntü kalitesi elde ediliyor. 

 

 

Galaxy S3'te nasıldı?

4.8 inç'lik ekranıyla Galaxy S4'ten biraz daha küçük bir ekrana sahip olan Galaxy S3'te de benzer şekilde Super AMOLED ekran teknolojisi kullanılmıştı. 

 

Galaxy S4

Cihazın ekran çözünürlüğü ise 1920x1080 piksel.

 

Galaxy S4

7.99 mm kalınlığında olan Galaxy S4'ün ağırlığı ise 130 gramı geçmiyor. 

Galaxy S3'te nasıldı

Ağırlığı hemen hemen Galaxy S4 ile aynı olan Galaxy S3, 8.6 mm kalınlığıyla Galaxy S4'e göre daha kalın bir tasarıma sahip. 

Galaxy S4

Galaxy S4'te Samsung çıtayı biraz daha yükseltiyor ve 13 megapiksel dahili kamera sunuyor. 

 

Galaxy S3'te nasıldı

Galaxy S3'te 8 megapiksel dahili kamera kullanılıyordu. 

 

Galaxy S4

1.9 GHz hızında 4 dört çekirdek işlemciden güç alan Galaxy S4'de Android 4.2.2 Jelly Bean işletim sistemi kullanılıyor. 

 

Galaxy S3'te nasıldı

Galaxy S3'te ise 1.4 GHz hızında 4 çekirdek Cortex-A9 işlemci kullanılıyor. 

 

İşte Samsung Galaxy S4

Galaxy S4 16, 32 ve 64 GB'lık hafıza modelleriyle geliyor ve siyah ile beyaz olmak üzere iki farklı renk seçeneğine sahip. 

 

Toplam hafızayı yeterli bulmayan kullanıcılar microSD kartlarıyla birlikte ilave olarak 64 GB kapasite daha yaratabiliyor.

 

İşte Samsung Galaxy S4

Galaxy S4'te LTE, WiFi ve Bluetooth 4.0 gibi ağ teknolojileri de kullanılıyor. 

 

İşte Samsung Galaxy S4

Galaxy S4'lerin en merak edilen özellikleri ise şüphesiz Akıllı Kaydırma (Smart Scrolling) ve Akıllı Durdurma (Smart Pause) uygulamalarıydı. Akıllı Kaydırma ile kullanıcılar göz hareketleriyle bir web sayfasını aşağı doğru göz hareketleriyle kaydırabiliyor.

 

İşte Samsung Galaxy S4

Akıllı Durdurma uygulaması ile ise kullanıcılar ekrana bakmadıkları esnada ekranda görüntü oynuyorsa video otomatik olarak durduruluyor ve gereksiz batarya kullanımının önüne geçilmiş oluyor. 

Donanım özellikleriyle beraber bir dizi yeni uygulamayla dikkat çeken Galaxy S4’te bulunan S Translator uygulaması ile mesaj ve e-posta iletileri farklı diller arasında çevrilebiliyor. 

 

Ancak şu an için S Translator uygulaması Türkçe dil desteğini içermiyor.

S-Voice Car, size gelen bildirimleri okuyabildiği gibi mesajları da sesli olarak okuyabiliyor. Aracınızdaki Bluetooth ile araç hoparlörlerinden tüm bildirimleri dinleyebiliyorsunuz. 

İşte Samsung Galaxy S4

Galaxy S4 ile birlikte çalışan S Band isimli özel bir bileklik yardımıyla telefon cebinizde olmasa dahi vücudunuzla ilgili verileri almaya devam edebiliyorsunuz. 

S Band ile Galaxy S4 arasındaki veri alışverişi ise Bluetooth teknolojisi aracılığıyla sağlanıyor.

 

Group Play isimli uygulama ile Galaxy S4’ler arasında şarkı ve fotoğraf paylaşımı mümkün olurken, Asphalt 7 gibi bazı oyunları da iki Galaxy S4 kullanıcısı karşılıklı olarak oynayabiliyor. 

Story Albüm özelliği ile telefonunuz şehir değiştirip geri döndüğünüzde bunu algılıyor ve gittiğiniz kent ile ilgili bir albüm hazırlıyor. 

Galaxy S4'te ayrıca pek çok yeni kamera modu var. Bunlardan biri ise Dual Camera özelliği... Bu özellik ile ön ve arka kameralar aynı anda kullanılabiliyor ve iki ayrı görüntü tek seferde elde edilebiliyor. 


Galaxy S4'ler kablosuz olarak da şarj olabilecek. Kablosuz şarj pad'i sayesinde kullanıcılar telefonlarını prize takmadan kolayca şarj edebilecek.

 

Galaxy S4 Nisan ayı sonunda 155 ülkede 327 mobil operatör kanalıyla satışa sunuluyor. 

hürriyet galeriden yararlanılmıstır.