Dönen Yuvarlaklar



Aslında bu resimdekiler sabit duruyor. Ama nedense dönüyo gibi geliyor bunun açıklamasını yapabilecek varmıı?

Gözleriniz mi Yanılıyor Beyninizmi?



Aslında resim de herhangi bir oynama yok sabit bir resim ama gözleriniz beyninizden daha önce karar veriyor.

Göz ağrısına neden olan hastalıklar nelerdir?

Tags
Göz ağrısının birden fazla nedeni vardır. Ayrıca bu ağrılar çok çeşitli olabilmektedir. Örneğin, Migren kaynaklı bir ağrı ile Arpacık kaynaklı ağrı aynı şekilde kendini göstermez. Başlıklar halinde sıralayacak olursak ağrıya neden olan başlıca göz hastalıkları şunlardır.

• Glokom, Göz içi basıncının yüksek oluşu
• Göz Migreni
• Göz tansiyonu
• Göz Zarı İltihabı
• Katarakt
• Arpacık
• Yüksek Tansiyon
• Stres
• Konjunktivita
• Kontak lens sorunları
• Göz kuruluğu
• Üveitler
• Kornea ve sklera rahatsızlıkları
• Sinüzit (Sinüzit makalesine link)
• Göz alerjisi

Göz Ağrısı Durumunda Neler Yapılabilir

“Gözünüzü ovalamak; kendimi kör etmek istiyorum demektir”


Uf gözüm ağrıyor Bu makaleyide araştırırken buldum faydalı geldi ağrısı olanlar bi bakmalı bence,



Göz ağrısı’nın tedavisi nasıl yapılır?

Öncelikle ağrının kaynağı öğrenilmelidir. Bir hastalıktan mı ya da başka bir durumdan mı kaynaklanıyor ona karar verilmeli ondan sonra tedaviye geçilmelidir. Eğer yukarıda sayılan hastalıklardan herhangi biri nedeniyle gözünüz ağrıyorsa doktordan habersiz kendinizi tedavi etmeyiniz. Eğer gözünüze bir cisim kaçmış ise gözünüzü ılık suyla bol bol yıkamalısınız. Fakat gözünüzü asla ovalamayın.
Göz tedavisi için doktorlar genelde ibuprofen veya asetaminofen önerirler fakat her göz ağrısının tedavisi farklıdır.
Nedenini öğrenemediğiniz fakat doktora gidecek kadar da önemli görmediğiniz ağrılar için eczanelerde suni gözyaşı damlaları satılmakta onlardan alıp kullanabilirsiniz kesinlikle zararsızdırlar. Faydasını görebilirsiniz.

Göz ağrısı için bitkisel tedavi yöntemleri:

Papatya bitkisi ile sütü bir kap içinde kaynatıp ılıttıktan sonra gözünüzün üzerine koyabilirsiniz, Göz şişlikleri için ise kullanılmış siyah çay poşetlerini gözünüzün üstüne koyup dinlendirebilirsiniz 5 dakika kadar… bu tür bilinen basit uygulamaların dışındaki uzun listeleri olan alternatif tedavi yöntemlerini pek tavsiye etmiyoruz

Sony’den Xperia Modellerine Android 4.1 güncellemesi

Güncellemeler konusunda biraz sıkıntı yaşayan Sony geçtiğimiz günlerde kullanıcılarını sevindirecek bir haber yayınlandı. Twitter üzerinde belirtilen bilgiye göre haftaya birçok Sony modellerine Android 4.1 Jelly Bean güncellemesi sunulacağı belirtilmekte. Sony’nin belirttiği habere göre ilk olarak Xperia P, Xperia Go, Xperia S, Xperia SL, Xperia Acro S, Xperia ION modelleri Android 4.1 güncellemesine sahip ürünler olacak.


2012′den sonra çıkan neredeyse tüm Xperia modellerine Android 4.1 Jelly Bean güncellemesi sunması beklenen Sony’nin diğer modellere en kısa zamanda güncelleme sunması beklenmekte. İlk olarak Avrupa’da başlanması beklenen bu güncellemelerin ne zaman ülkemizde sunulacağı konusunda şimdilik bir bilgi bulunmamakta. Sony’nin ülkemizde sunacağı güncellemeler hakkında sizlere sitemiz üzerinde bilgiler sunacağız ve böylelikle en son güncellemelerin ülkemize geldiğinde sizleri bu konuda haberdar edeceğiz.
Sony’nin sunacağı bu güncelleme ile Xperia modellerinde yer alan eksiklikler ortadan kalmış olacak ve yeni Android sürümü ile de en hızlı şekilde çalışmaları sağlanacak.


Hera

Tags
Wikipedia ya göre


Roma mitolojisi'ndeki karşılığı için bakınız → Juno

Hera
Hera Campana Louvre Ma2283.jpg
Campana Hera'sı
Tanrıların Ecesi, Kadın ve Evlilik Tanrıçası
Özellikleri
AlanıEvlilik, kadın ve doğum
MekanıOlimpos
SembollerTavuskuşu, İnek, Nar ve Zambak
GörünüşüGenellikle baş örtüsüyle ya da taçla betimlenen, olgun kadın
Kişisel bilgileri
EbeveynlerKronos ve Rhea
KardeşlerPoseidon, Hades, Zeus, Hestia ve Demeter
EşiZeus
ÇocuklarAres, Hephaistos, Eileithyia, Hebe ve Heusha.
Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi ve ablası olan tanrıçadır. Babası Titanlardan Kronus, annesi Rheiadır. Olympos tanrıları arasında kraliçe vasfına sahiptir ve Evlilik Kraliçesi olarak anılır. Eski inanca göre doğum sırasında kadınların ve evliliklerin koruyucusudur. Mitolojide en güçlü, en cesur ve en güzel tanrıça olarak nitelendirilir. Hatta Hera Afroditten daha güzel tanrıça olduğunu bildiği halde kendisine aşık olan erkekleri hep reddetmiş, kendisini hep Zeus'a sunmuştur. Simgeleri nar, zambak, inek, akrep ve en önemlisi tavus kuşudur. Çok kıskanç ve kinci bir tanrıçadır, Zeus'la ilişkisi olduğunu bildiği Maia' yı çileden çıkarmış, Semele'yi tuzağa çekmiş, Alkmene'nin doğum yapmasını geciktirmiş, Leto'yu takip etmiş, Kallisto'u ayıya, İo'yu bir ineğe çevirmiştir. Zeus Hera'yı aldattığı için Hera tarafından defalarca cezalandırılır. Zeus'tan daha iktidar sahibidir ve Zeus'un önemli kararlarında çok büyük etkisi vardır. Ayrıca Zeus'tan daha zengindir. Zeus baştanrı ve Hera baştanrıça olarak bilinir.

Haluk Levent - SEVMEK İSTERDİM


·   

          Am          C             G         Am
·         Bir yarim olsun isterdim, gözleri yesil
·          Am            C             G          Am
·         Bir yarim olsun isterdim, gül yüzü gülen
·         Am            C             G          Am
·         Onu çok sevmek isterdim, delice sevmek
·         Am          C            G         Am
·         Pesinden kosup kosup, sonunda almak
·          
·           ( Am   Em      C                      )
·           ( ben sevmek, sevmek isterdim         )
·         A (             G       E          Am   ) 2
·           ( nerden bilirdim, sevenler aglarmis  )
·          
·         Am             C           G         Am
·         Bir yarim oldu sonunda, gözleri yesil
·         Am             C           G          Am
·         Bir yarim oldu sonunda, gül yüzü gülen
·         Am            C            G         Am
·         Onu çok sevdim sonunda, delice sevdim
·         Am            C           G             Am
·         Fakat bu askin sonunu, ben hiç bilmezdim
·          
·         Tekrar A

Ksiloz (Xylose) Nedir ?

Ders çalışırken konuda geçiyodu da merak edip bir bakayım dedim. Bağırsağın emilim kapasitesini belirlemede çok önemliymiş .


 
Ağaç şekeri. Vücutta metabolize edilemeyen beş karbonlu şeker. Bitkilerin hücre duvarlarında bulunur. Ksilen’in hidrolizi sonucu oluşur. Malabsorpsiyon tanısında kullanılır. 25 gramlık ksiloz yüklemesini takiben 5 saat içinde idrarla 4.5 gramdan daha az atılması barsağın emilim kapasitesinin normalin altında olduğunu gösterir.

Lardoz Nedir?

Lardoz bel ile ilişkili bir problemdir. Sadece insanlarda sorun olan değil aynı zamanda hayvanlarda da bir problemdir.

Sörf yaperken bulduğum daha detaylı bilgiye göre Lardoz ,

Bel ağrısı, kas-iskelet sisteminde fonksiyon bozukluğu yaratan oldukça sık karşılaştığımız bir sorundur. normalde omurganın bel bölgesi, yandan bakıldığında hafifçe öne doğru konveksite gösterir ki, buna normal lordoz denir.
Bel ağrısı nedeniyle omurga etrafındaki kalın adalelerin spazmı sonucu lomber lordoz düzleşir. Lomber lordoz bir hastalık değil, bel ağrısı sonucu röntgende ortaya çıkan bir bulgudur. Hemen her bel ağrısında çekilen röntgen filmlerinde lomber lordoz düzleşebilir.
Lomber lordoz bir hastalık değil; bel adelelerinin spazmı sonucu omurganın bel kısmındaki düzleşmenin radyolojik olarak saptanan bir bulgusudur. Dolayısıyla; bel fıtığı olmanız nedeniyle lomber lordozun düzleşmesi normaldir ve olması gereken bir durumdur.
Belirtiler ve semptomlar
Kalçalar fleksiyondadır; gluteal kaslar iyice arkaya itilmiş; dizler kırılmış veya arkaya bastırılmış; önde karın sarkmış ve arkada devasa bir lokdotik eğrilik oluşturmuş; omuzlar arkaya çekilmiş veya torasik kifozla yuvarlatılmıştır. Genel ağırlık ise arkada topuklara doğrudur. Bu postür artmış karınhacminde ve/veya zayıf karın kaslarından kaynaklanır. Çukur belde lordoz torasik omurgadan pelvise kadar genişlemiş büyük bir eğrilik şeklindedir.


Eğer bu belirtriler sizdede hakimse Hayde doktora :(

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Tags
wikipedia bugun için neler yazmış bakalım

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin resmî tatil günlerinden ve ulusal bayramlarından biridir.[1][7] Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir.[2]
Bu bayram, TBMM'nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935'te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 1927'de ilan ettiği ve ilki Atatürk'ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı'nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu.[4] 1980 darbesi döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını verdi.[8]
Hakimiyet-i Milliye Bayramı (önceleri 1 Kasım, sonra 23 Nisan), saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışının egemenliği padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken, Çocuk Bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımaktaydı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO'nun 1979'u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.[3] Günümüzde bayrama bir çok ülkeden çocuklar katılmakta, çeşitli gösteriler hazırlanmakta, okullarda törenler ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.[3] Ayrıca 1933'te Atatürk'le başlayan çocukları makama kabul etme geleneği[6] günümüzde çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındaki memurların yerine geçmesi şeklinde devam etmektedir.[9]



Temel İle Dursun yanyana Dursun KuDursun

Tags
Güzel bir fıkraymış çok gülmedim ama idare eder. Temel işte tabi yanında dursunda olunca ne yapcaklarını şaşırıyo bunlar. Buyrun

Temel ile Dursun iddialaşıyorlarmış “Ben daha iyi dalarım” diye. Temel: – “Haçan ben 25 m’den denize dalarum da bana mısın demem.” Dursun itiraz eder: – “Yok yapamazsın!” Derken Temel: – “Gel uşağım, sana ispatlıyacağum.” diyerek çıkar 25 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar bir anda. Dursun iddiayı daha ileri götürür: – “Haçan ben de 30 m.’den denize dalarum da bana mısın demem.” Temel itiraz eder: – “Yok yapamazsin!” Derken Dursun: – “Gel uşağım, ben de sana ispatliyacağum.” diyerek çıkar 30 m. yüksekliğe ve cumburlop dalar çıkar o da. Temel kızarak iddiayı daha ileri götürür: – “Ula ben şu dolu kovaya 2,5 m.’den dalarım.”. Dalardın, dalamazdın derken çıkar Temel 2,5 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalması ile çıkması bir olur. Ne de olsa Temel iyi bir dalıcıdır. Dursun da kızarak iddiayı arttırır: – “Ula ben de şu dolu kovaya 3 m.’den dalarım.” Dalardın, dalamazdın derken çıkar Dursun 3 m. yüksekliğe ve su dolu kovaya dalar ve çıkar. Öfkeden gözü dönen Temel: – “Ben ıslak bir havluya 2 m.’den dalarım.” demeye başlar. Dursun her zamanki gibi muhalefeti oynar. Bunun üzerine Temel: – “Getirin bakayım şu ıslak havluyu!” der. Çıkar 2 m.’ye ve balıklama atlar aşağıya. Yere ‘Güüüm!..’ diye çarpar başını. Sersemlemiş bir vaziyette doğrulurken söylenir: – “Kim sıktı bunun suyunu yahu?”


Nasıldı yorumlar please?

Meningitisin Etiyolojisi

Çoğu kez septisemi, omphalophlebitis (göbek venalarının intihabı) ve arthritis (eklem yangısı)
gibi olaylardan kaynaklanır.
-Etken buzağılarda çoğu kez E. coli Pasteurella,  Salmanella, Klebsiella ...
-Ayrıca CCC, Leptospirosis ve nadiren de Tuberkulosis
-Ara sıra kafa travmalarında şekillenebilir.
-Sinusitisin komplikasyonu olabilir.
-Boynuz kırıkları ve boynuz çıkarma işleminin komplikasyonu olabilir.




Daha fazla bilgi isterseniz yorum bölümünden yazın arkadaşlar ..



Hayvanlarda Isı ve Güneş Çarpması

Yazın özellikle kapalı , dar ve havasız ahırlarda ısı çarpması sçz konusu olabilir. güneş çarpması çok fazla görülen bir bulgu değildir. Uzun süre güneş altında bulundurulan hayvanlarda güneş çarpması, ventilasyonu iyi olmayan ahırlarda bulundurulan hayvanlarda ise ısı çarpması olabilir.

Yeterince su ihtiyaçlarının karşılanmaması ısı çarpması oluşumunda önemlidir. Her yaşta ırk ve ağırlıktaki hayvanlar etkilenebilir ama obes hayvanlar daha duyarlıdır. Çevre ısıs 38-40 derece ye kadar hayvanlar etkilenmez. Ancak daha yüksek sıcaklıklarda dikkatli olmak gereklidir. Esasında solunumu zorlaştıran direkt olarak sıcaklık değil, nemdir.

Klinik bulgular:
Başlangıçta;
-Yüksek beden ısısı
-Şiddetli depresyon
-Taşikardi ve son dönemde zayıf nabız
-Hiperapne(solunum sayısı artışı) dispne
Daha sonra;
-Kaslarda tremolarlar yani titremeler
-Ataksi
-Mukozalarda konjesyon
-DIC (amar içi pıhtılaşma) şekillenir.
-Konvulsiyonlar
-Beyin ödemi
-Solunum çok fazla olduğu için RESPİRATORİK ALKOLOSİS şekillenir.
-Koma sonucu ölüm.

Beyinde Oksijen Yetmezliği

Beyin hipoksiye (oksijen azlığına yani) en hızlı cevap veren organlardan biridir.
Hipoglisemi durumunda şekillenen Ketozisin sinirsel formunda olduğu gibi, hipoksi durumunda da beyinde şiddetli sinirsel reaksiyonlar meydana gelir.

Hipoksinin Nedenleri
-Şiddetli dispne
-Pneumonilerin son dönemi
-Konjenital kalp yetmezliğinin son dönemleri
-Akut kalp yetmezliği
-Büyük çaplı iç ve dış kanamalar
-Kanyaş otunun neden olduğu siyanid zehirlenmesi
-Nitrat-nitrit toksikasyonu
-Vücuda büyük miktarda gaz veya sıvı boşalması
-Anestezik madde fazlalığı
-Beyin ödemi
-İntrakranial basıncın artması
-Beyine giden damarlar üzerine apse tümör vs basınç
-Buzağılarda güç doğum


Sivrisinekler ile ilgili ilginç bilgiler

Bu sivrilere takmış durumdayım yine araştırıp bulduğum bilgileri paylaşayım dedim ama bunlar acayip ilginç geldi bana.

Bunları okuduktan sonra vay be neymiş be abi bu sinekler diceksiniz eminim.

Dünyanın en büyük sivrisinek heykeli Komarno, Manitoba'da gezginlerin ilgisini çekmek üzere yol kenarına yerleştirilen heykeldir. Kanada'nın Sivrisinek Merkezi olarak bilinen Komarno, adını Ukrayna dilinde 'sivrisinek' anlamına gelen sözcükten almıştır. 1864 yılında yapılan heykel çelikten oluşuyor ve kanat açıklığı 4,5 metreye ulaşıyor. Heykel, aynı zamanda, bir rüzgâr fırıldağı işlevini de görüyor.

Kuzey kutup bölgesindeki tundralardan tropikal yağmur ormanlarına, dünya üzerinde 2500'ü aşkın sivrisinek türü bulunuyor (kimi böcekbilimciler 3000 kadar tür olduğunu öne sürüyorlar). Bu sivrisineklerin büyük bir bölümü etkinliklerini şafak vakti ve alacakaranlıkta sürdürürlerken, kimileri gün ortasında beslenmekten hoşlanıyorlar. Sivrisineklerin en önemli besin kaynağını proteinler oluşturuyor.

1998 yılında araştırmacılar Londra metrosunda yeni bir sivrisinek türünü ortaya çıkarttılar. Söz konusu tür 100 yıl önce tüneller kazıldığı sırada içeriye sızan bir türün soyundan geliyor. Bir zamanlar kuşlardan beslenen bu sivrisineklerin başlıca besin kaynağını artık fareler, sıçanlar ve insanlar oluşturuyor.

Bu sivrisineklerin yer üstündeki türdeşleri ile çiftleştiklerine çok ender tanık olunuyor. Gerçekte bunların DNA'ları bir metro hattından ötekine farklılıklar gösteriyor.

Sivrisinekler ısırmazlar, emerler.

Ortalama bir insanın kanının tümden tükenmesi için, her birinin o kişiyi bir kez emeceği yaklaşık 1,200,000 sivrisineğe gerek vardır.

Bu da pek akla yatkın bir durum olmasa gerek. Yine de, kuzey kutup bölgesinde kol, bacak ve gövdeleri çıplak olarak beklemeye koyulan Kanadalı araştırmacılar başlarına üşüşen yumurtadan yeni çıkmış sivrisineklerin dakikada 9000 ısırık attıklarına tanık oldular. Bu hızla bir kişinin iki saat içinde kanını tümden yitirmesi işten değildir.

Bir sivrisineğin karnı doyar doymaz, kimyasal bir sinyalle besin alımını durdurur. Laboratuvar ortamında söz konusu sinyal işlemez duruma getirildiğinde, sivrisineğin patlayıncaya dek emdikleri görüldü.

Bristol Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, erkek sivrisineklerin 'kulakları' insan kulağındakine denk sayıda duyu hücrelerini barındırıyor. Bu hücreler sayesinde tutkulu erkek sivrisinekler gözlerine kestirdikleri dişilerin peşine düşüp, onları ağlarına düşürmeye çalışıyorlar.

Bir sivrisinek karşı cinsten bir sivrisineğin vızıltısını duyduğunda, kendisi de olası eşin çıkarttığı seslere uyumlu sesler çıkartmaya çalışır. Azgın erkekler dişilerin çıkarttıkları ses titreşimlerine bir iki saniye içinde 'yanıt verirler.' Dişilerin bu uyumu sağlamaları erkeklere kıyasla üç dört kat daha fazla zaman alır. Aynı durum bir barda oturan insanlar için de geçerlidir.

Sivrisinekler havada çiftleşebilirler; dişiye yakınlaşmasından hoşçakal aşamasına dek geçen süre, topu topu 15 saniye kadardır.

Erkek sivrisinekler gerçekte son derece duyarlı otoburlardır; yalnızca bitki özü ve bitki suları ile beslenirler. Yalnızca dişi sivrisinekler yumurtlamaları için gerekli proteini sağlamak amacıyla kan içerler.

Milyonlarca yıl önce sivrisineklerin boyutu günümüzde olduğundan üç kat daha büyüktü.

Bir sivrisineğin başının büyük bir bölümünü gözler kaplar. Ancak bu gözler bakmaya doyamayacağınız türden gözler değildir. Sivrisineklerin bileşik mercekli gözleri, tıpkı 'Predator=Av' filmindeki uzaylı yaratık gibi, bedeninden yayılan ısı dizgelerinden oluşan kızılötesi imgeler yansıtılar.

Sivrisinekler, özellikle de uykudayken, dışarıya soluduğunuz havadan izinizi sürebilir. Neyse ki, bunu ancak 1.5 mph hızla yaparlar- öyle ki, saklanamasanız bile en azından kaçabilirsiniz.

Orta Amerika'da Mosquito (Sivrisinek) Kıyısı adıyla bilinen, Honduras ile Nikaragua arasında yer alan ve Karaip kıyısında uzanan ince kara parçası adını sivrisinekten değil, o yörede yaşayan Miskito yerlilerinden alıyor.

Dünyanın en büyük sivrisinek ağının yuvası Nijerya'da Abuja adlı bölgedir. Bölgenin bu özelliği 2000 yılında sıtma ve sivrisinek kaynaklı öteki hastalıklara karşı başlatılan ulusal bir kampanya kapsamında gün yüzüne çıkarıldı. Söz konusu ağın altına 200 çocuk sığabiliyor.

Günümüzde yaşayan milyonlarca kişi sivrisinekten bulaşan bir hastalıktan ölecek. Afrika'da her yıl yalnızca sıtmaya bağlı olarak 1,000,000 kişi yaşamını yitiriyor. En çok ölümlere yol açan öteki hastalıklar arasında dengue hastalığı, sarı humma ve Batı Nil virüsü yer alıyor.

Ancak bu insanlar AIDS hastalığından ölmeyecekler. HIV virüsü bulaşmış insanların kanlarında gerçekte çok az sayıda virüs parçacıkları bulunur. Bu parçacıklardan birini sivrisinek emecek olursa, sivrisineğin sindirim sistemi tarafından yok edilir.

Ana Kaynak: Discover Çeviri Kaynağı : Cumhuriyet Bilim Teknik - Rita Urgan

Ya sizde şaşırdınız dimi.
 aslında biraz araştırma sonrasında farkediyo insan . Çok küçük şeylerin bile bu derece önemli olduğunu. Sevdim bu cümleyi :)

Sivrisinek Ne Yer Ne içer?

Bu sivirsinek ler neden insanları ısırırlar başka işleri güçleri yuokmu diye düşünüyoduk geçen gün
sonra biraz araştırma yaptım bu hayvancıklar ne yer ne içer diye ilginö bir bilgi buldum sizinlede paylaşayım dedim.

Sivrisinek, Culicidae familyasından dişileri kan emerek yavrularını besleyen böcek

türlerine verilen ad. Bir sivrisinek basitçe, baş, gögüs, ve karın kısmından oluşur. Başının iki yanında antenleri vardır. Erkek sivrisinekler, dişileri kanat çırpma seslerinden tanıyabilirler. Göğüs kısmında kanatları ve 3 çift ayakları bulunur. Karınları ise onlara kendi ağırlıklarından fazla

kan emme şansı tanıyacak biçimde esnek bir deriye sahiptir. Böylece şişerler ama patlamazlar. Kan emerek beslenen "sivrisinek" çok mükemmel bir pompalama mekanizması kullanır: Başının içi, tümüyle kaslarla kaplı boşluklar şeklinde dizayn edilmiştir. Buradaki kaslar kasılıp gevşediklerinde sineğin borusunun iki ucu arasında 1-2 atmosferlik basınç farkı oluşur ve kan saniyede 5 metrelik bir hızla yükselmeye başlar.

Bu yüksek akış hızına rağmen sivrisineğin ne borusunda ne de başka herhangi bir dokusunda tahribat ve çatlama olmaz. Çünkü kanın geçiş yaptığı tüm

dokular kanın bu hızı ve basıncına dayanabilecek yapıdadır. "sivrisinekler" vücutlarının altı katı kan emerler; bu 15 dakikada 300 mikrolitre kan demektir. Bu bir insanın aynı süre içinde 200 kilo su içmesine denktir. Tüm kan emiciler gibi, ne zaman kan emmeyi durduracaklarını söyleyen, sinir sistemine bağlı gerginlik algılayıcılarına sahiptirler.

</p><p>Sivrisineğin kısımları
Sivrisineğin kısımları


Sivrisineklerin yaşamak için

şekere,

protein'e ihtiyaçları vardır. Bunu da bitki ve meyve sularından elde ederler. Kana ise yalnız dişi sivrisinekler muhtaçdırlar, çünkü dişiler yumurta üretirler ve bunun için kana ihtiyaç duyarlar.

Sivrisinek cilde en yakın olan

damarı tespit ettikten sonra alt ve üst çene yardımıyla altı bıçaktan oluşan kesme sistemiyle deriyi derinlemesine keserler. Bu bıçaklardan birinden akıtılan sıvı dokuları uyuştururken aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını engelleyerek kanın dişi sivrisineğin karnına doluşunu devam ettirir.

Sivrisinekler kan taşıdıkları için hastalık bulaştırma riskleri vardır. Örneğin

sarı humma,

fil hastalığı ya da



sıtma gibi parazit hastalıklarını taşıyabilirler.

AIDS'e sebep olan HIV virüsü ise bu canlılarda gelişme ortamı bulamaz.

Virüsler sivrisinekler tarafından taşınmaz.

Sivrisinekler yaşamlarını dört evrede tamamlarlar. Yumurta,

larva, pupa ve ergin dönem. Bunlardan ilk 3 dönem

suda tamamlanır. Sivrisinekler doğru bilinenin aksine kışın da hangi evrede olursa olsun yaşayabilir.

Yumurtadan çıkan sivrisinek yavrularının (pulpa), büyüme evrelerini tamamlayabilmeleri için küçük bir su birikintisine ihtiyaç duyar. Bu, çamurlu bir yağmur suyu, bataklık, çeltik, havuz suyu ya da teneke kapta birikmiş bir su olabilir. Ancak durgun sular sivrisineklerin tercih sebebidir. Çünkü bu sular, içerdikleri

fotosentez yapabilen

bitki öbekleri sayesinde,

oksijence zengindirler.

Sivrisinek yumurtaları su bulunan her ortamda gelişebilirler, ancak bazı şartların sağlanması gerekir: Yumurtadan çıkacak olan larva, yetişkin bir sinek oluncaya kadar farklı evreler geçirecektir. Her evrede de yavru sineğin farklı ihtiyaçları olacaktır. Kuraklık ve aşırı sıcak da yumurtaların gelişimini engelleyebilir. Bu yüzden anne sivrisinek doğacak yavruların tüm gelişme evrelerini rahatça tamamlayabilecekleri bir ortam bulmak zorundadır. Dişi sivrisinek, karnının altında bulunan alıcı bir anten sayesinde, toprağın nem ve sıcaklık bakımından yumurtalarını bırakmaya uygun olup olmadığını tespit edebilir.

Sivrisineklerin çiftleşmesi havada uçarken gerçekleşir. Erkeğin dişisini havada tutmak için kullandığı kıskaçları vardır. Fakat erkekler erişkin bir sivrisinek olana kadar, yani kısa yaşamlarının ilk 24 saati boyunca çiftleşemezler. Çünkü bu süre içinde antenleri henüz kurumadığından sağırdırlar. Bu yüzden dişilerin kanat seslerini -yani çiftleşme çağrılarını- duyamazlar.

Sivrisineklerde işitme yeteneği çok gelişmiştir. Erkeğin kafasından çıkan 2 tane küçük ve tüylü antende bulunan çok sayıda duyu hücresinden meydana gelmiş "Johnston organı", ses dalgalarının titreşimlerini alır ve ayırt eder. Bu tüylü duyargalar yalnızca dik durumdayken ses titreşimlerine karşı duyarlıdırlar.Dişi sivrisineğin kanatlarından çıkan ses erkek sivrisineği etkileyen en önemli faktördür. Dişinin kanat sesleri, erkeğin antenindeki reseptör

hücreleri titreştirir ve sivrisineğin beynine elektrik sinyallerini gönderir. Dişiler kanatlarını erkeklerden daha hızlı çırparlar ve dişinin kanatlarından çıkan titreşimler erkeklerde çiftleşme isteğini artırır.

Sivrisinek sürüsünün içine düşen bir dişi, erkeklerden biri tarafından farkedildiğinde, erkek sivrisineğin cinsel organının yanında bulunan özel kıskaçlarla tutulur ve çiftleşme genellikle havada bazen de yerde gerçekleşir. Çiftleşmeden sonra erkek, sürüsüne geri döner ve bir süre sonra da ölür.

Çiftleşme gerçekleştikten sonra dişi sivrisinek, erkeğin spermlerini özel bir kesede muhafaza ederek, haftalar boyu döllenmiş yumurta yumurtlayabilir. Bir dişi bir defada 200-400 arası yumurta yumurtlar. Dişi sivrisinek çiftleşme anından itibaren kan emmeye başlar, çünkü yumurtalarının gelişebilmesi için kana ihtiyacı vardır.

Larva döneminde bir kurtçuk şeklindeki canlı,pupa döneminde koza şeklini alır. Ilık, durgun ve 60 cm'den sığ sularda gelişebilir. Ergin hale geldikten sonra 2-3 km.uçarak ortalama 2 ay kadar hayatta kalabilir. İçinde su olan lastik, kova,boru,inşaatlar, havuzlar ve lağımlar gelişmek için uygun ortamlardır.

Akşam üstü görülern sivrisinek sürüleri erkeklerden oluşmaktadır. Sivrisinekler genelde alacakaranlık zamanlarında uçarlar.

Pek çok doğal düşmanları vardır.

Kurbağalar,

balıklar,

kertenkeleler,

bukalemunlar,



kuşlar,

yarasalar ve böcek larvaları sivrisinek ve larvalarıyla beslenirler.

Günümüzde sivrisineklerle mücadele için kimyasal ve fiziksel pek çok metod kullanılmaktadır. Ancak çok basit ve hızlı üremeleri nedeniyle etkin bir mücadele ile lokal temizliği mümkündür.
Kaynakhttp://www.turkcebilgi.com/ansiklopedi/sivrisinek

U-cuziphone

Apple ucuz telefon çıkaracakmış.  İsmini ucuzphone koysa nasıl olurdu acaba?
yada Cheaphone vay bu iyi oldu:)

Bu sene sonunda piyasaya çıkarmayı düşünütomuş. Ya apple dan bahsediyoruz arkadaş ne kadar ucuz bir telefon yapabilirki bu şirket. 1000 dolar mı 300 dolar mı? Ucuz derken ne yani neye göre ucuz?

Ha  bide diyolar ki "

plastik malzeme kullanılarak üretilecek iPhoneların fiyatı 99 dolar ile 149 dolar arasında olacak" 

Bu işin sadece metal den plastiğe cevirince mi ucuzluyo en fazla dış aksamdan 200 dolar ucuzlar.

E hadi donanımdan biraz düşelim derken olur sana İphone 3s leri tekrar piyasaya sürelim .

Ha bide ios işletim sistemini yaygınlaştırmak için ucuz iphone yapıyomuş.

İphone un bence ucuz telefon çıkarmasına gerek yok . Hazır bu fiyatta alanlar varken ve hatta çıkmadan kuyruğa girenler varken hiç mi hiö gereği yok. Vur vurabildiğin kadar Elma.

Buda ucuzphone un resmi :))))

Aaaa Plastik :))) 

İşte İlk Yerli Robot: Akıncı

Konya'da robotik teknolojiler alanında yapay zeka ve insansı robotlar üzerinde çalışmalar yapan Akınsof firması, 'Akıncı-2' adını verdiği insansı robotunu üretti.

'Akıncı-2' ayakları üzerinde durabiliyor, yürüyebiliyor, odaklama yaparak birden fazla nesneyi tanımlayabiliyor. Ellerini kullanarak cisimleri tutup kavrayabiliyor ve kendisinden araştırması istenen şeyleri interneti kullanarak ansiklopedik tarayıp anlatabiliyor. Firma, 2015 yılında kuracağı robot fabrikasıyla da seri üretime geçmeyi planlıyor. 
Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Bilgisayar Yüksek Mühendisi Özgür Akın, Türkiye'nin ticari anlamda ürettikleri ilk insansı robotu olan 'Akıncı-1'in sorulan sorulara cevap verebilme, matematiksel işlemleri yapabilme ve görüntüyü takip edip komutları yerine getirebilme yeteneğine sahip olduğunu söyledi. 
ROBOT, İNSANI TANIYOR 
65 kilo ve 1.60 santimetre boyundaki 'Akıncı-2', gövde üzerinde 26, ellerinde 20 eklem olmak üzere toplam 46 eklemden oluşan insansı bir yapıya sahip. 4 yıl süren çalışmanın ardından ürettikleri 'Akıncı-2'nin ise daha gelişmiş olduğuna dikkat çeken Özgür Akın, şu bilgileri verdi:
"Akıncı-2 üç boyutlu görebilme, insanı tanıyabilme, şekil değil artık nesneleri tanıyabilme ve tutabilme özellikleri var. Bunun yanında sizi duyup, anlayıp verdiğiniz komutları icra edebilme kabiliyetine sahip. Ayrıca interneti kullanarak verdiğiniz konuda araştırma yapıp ansiklopedik bilgi verebiliyor. 'Akıncı-2', 46 eklemle insana yakın bir çok hareketi gerçekleştirebiliyor. Ellerini tam olarak kullanabiliyor. Aldığı komutları yerine getiriyor ve arka planda yapay zeka dediğimiz yazılımlar tarafından yorumlanıp farklı karar mekanizmaları oluşturabiliyor. Şekil tarama ve algılama sistemleriyle tanıyabiliyor ve karar verebiliyor. Renkleri ayırt edebiliyor. Bunun ne amaçla kullanıldığına karar verebiliyor ve bu doğrultuda hareket edebiliyor. Örneğin bir su bardağını tanıyıp içindeki suyu başka bir bardağa boşaltabiliyor. Bir insan hareketleriyle yürüyebiliyor. Programlanması durumunda ise birçok faaliyeti yerine getirebilecek özelliğe sahip."
HEDEF SERİ ÜRETİM
Özgür Akın, 'Akıncı-2'nin bütün elektronik alt yapısının kendi mühendisleri tarafından hazırlandığını ve sadece mikroçipler hariç bütün ürünlerin robotik laboratuvarlarında geliştirildiğini kaydetti. 2015 yılında kuracakları fabrika ile seri üretime geçmeyi planladıklarını ifade eden Akın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlerdeki hedefimiz, 2015 yılında robotik teknolojiler konusunda seri üretime geçmeyi ve ülkemizde robot fabrikaları kurmayı planlıyoruz. Bu konuda yolumuz zor ve uzun görünse de zamanımız kısa. Bugüne kadarki hedeflerimizi gerçekleştirdik. Bundan sonraki hedefimizi gerçekleştireceğiz. 2015 yılında Türk robotlarının seri üretimle endüstride, sanayiye evlerimize ve iş yerlerimize kadar girmesini sağlayacağız. Akıncı-3'ü de 6- 7 ay gibi kısa bir sürede üreteceğiz."
 kaynakhttp://www.aydinnethaber.com/iste-ilk-yerli-robot-akinci-48404h.htm

Microsoft Genç Yetenek arıyomuş?

Microsoft Genç Yetenek arıyomuş?


Nasıl bişey arıyo acaba

http://blog.microsoft.com.tr/microsoft-turkiye-genc-yetenekleri-kesfediyor.html


Bu sayfada iyice anlatmış ilgilenenlere ...

Tralles

Aydında gidilip gezilmesi gereken antik bir kent.

Bu Şımarık Kızlar Kim Ya?

Amanda Bertoncini





Amanda Bertoncini

Amanda Bertoncini



Erica Gimbel
 Erica Gimbel
Erica Gimbel